Yorgundu Yüreğim ve Ruhum

Yorgundu yüreğim ve ruhum.
Sürekli olarak kendinden bir parça vermekten.
Varlığınla çoğalmak varken, eksilmekten.

Yorgundu yüreğim ve ruhum.
Beni sevmediğini bile bile, kendimi beni sevdiğine inandırmaktan.
Sevginle coşmak varken, sevgisizliğinle sönmekten.

Yorgundu yüreğim ve ruhum.
Yalnız gecelerde nefessiz kalmaktan.
Varlığınla yalnızlığımı bastırmak varken, yokluğunu en derinden hissetmekten.

İnanmak İsterdim

İnanmak isterdim sendeki ben’in varlığına, fakat hiç inancım kalmamıştı artık. Sever gibi yapıp sevmeyişin, özler gibi yapıp özlemeyişin her geçen gün sana olan inancımın yitip gitmesine neden olmuştu.

Bir dirhem mutluluk arayışım, okkalarca acı olarak ruhumu yaralıyor, yüreğim damla damla kanıyor, hissettiğim acı ve mutsuzluk bütün yaşam enerjimi alıyordu. Sensizliğin karanlığı koyu bir zifir karanlığı gibi üzerime çöküyor, ruhumun dehlizlerinde kaybolup gidiyordum. O karanlık, labirent gibi karmakarışık dehlizlerde çıkışı ararken sağa sola çarpıyor daha fazla yaralanıyor, kanıyordum.

Ne bir umudum, ne de bir beklentim kalmıştı artık senden. Sadece zaman hızlıca aksın çektiğim acı ve yalnızlık hissine yeniden alışayım istiyordum.

Artık emindim, yalnızlık benim ruhumla bütünleşmiş, benden ayrılmak istemiyordu. Bu yüzdendi bana seni bu kadar çok sevdirmesinin nedeni, canımı bu kadar yakmasının sebebi. Bir daha bir başkasını sevmeyeyim, cesaret edemeyeyim istiyordu yalnızlık. Ve bunu da başarıyordu.